Klasik bale alanında 40 yılı kapsayan bir süre boyunca; önce bale öğrencisi, sonra bale dansçısı ve son 30 yıl bale eğitimcisi olarak edindiğim deneyim ve bu süre içerisinde biriken bilgileri kalıcı kılmak, gelecekte eğitimciliğe yöneleceklerle paylaşmak amacıyla başlayan bu çalışma 3. sınıf eğitimine dair kitap ile tamamlandı.
Klasik bale eğitiminde, geleceğin dansçısının biçimlenmesinde ilk üç yıl “temel eğitim” niteliği taşımaktadır ve öğrencilerin her birinin titizlikle izlenmesini gerektirir. Bu, özen öğrencilerin gelecekte iyi birer dansçı olmaları için önemli olmanın yanı sıra, aynı zamanda yerleşecek doğru teknik ile mümkün olduğunca sakatlıklardan korunmalarına da yardımcı bir etmendir. Bu sebeple bale eğitimine ait bu çalışmanın temel eğitimi kapsamasını hedeflemiştim.
Öte yandan, bir öğrencinin bu alanda başarılı olup olamayacağının objektif bir gözle değerlendirilmesi, eğer gelecek için tüm çaba ve emeğe karşın başarı umudu görünmüyorsa bu unsurun saptanarak öğrencinin çok vakit kaybetmeden yeni bir alan yönelmesinin imkanı yaratılmalıdır. Bir öğrencinin geleceğini belirleyecek olan bu kararın alınabilmesi için de öğretmenin tarafsızca tüm öğrencileri iyi gözlemesi, öğrencilerin sınırlarını doğru ve iyi tartması vazgeçilmez bir unsurdur.
Tüm yukarıda yer alan sebeplerle hareketleri, ya da uygulanışlarına dair açıklamaları tüm detaylarıyla yazıyla aktarmaya çalıştım. Bu çalışmanın görsellerle, fotoğraflarla desteklenmesi mümkün idi, ancak; fotoğraflarda gözden kaçabilecek istenmeyen kusurlar, yanlış anlaşılmalara yol açabilir düşüncesiyle bu çalışmada yer almadı.
Eğitim sistemimizin ve sanat alanının sorunlarından etkilenmekle birlikte, her şeye rağmen günümüze dek sürüdürülen bale eğitiminin Anadolu coğrafyasındaki yetenekli tüm çocuklara ulaşana dek yaygınlaşacağı günlerin gelmesini diliyorum. Bu alanda eğitim almak, mesleğimi sürdürmek ve eğitimci olduktan sonra da yeni dansçılar yetişmesine katkıda bulunmak imkanını bulmuş olmaktan dolayı: Bu güzel mesleğin ülkemizde var olmasına olanak sağlayan Cumhuriyet Türkiye’sine, konservatuvarın kurulmasına ön ayak olan Mustafa Kemal Atatürk’e ve mesleğimizin sürdürülmesine emek verenlere minnet duygularımla.