İngiliz doğa bilimci Charles Darwin'in 1859 yılında yayınlanan Türlerin Kökeni adlı eseri bibimin ilerlemesinde, 17. yüzyıl bilim devriminin açtığı çığırı tamamlayan önemli bir rol oynadı. 17. yüzyıl bilim devrimi fiziksel evrenin işleyiş yasalarını ortaya koyarken, Darwin'in eseri, canlılar dünyasındaki değişiminin dayandığı yasaları formüle ediyordu. Bu eserde ortaya konulan düşünceler, yalnızca doğa bilimlerinde değil, toplumsal ve beşeri bilimler alanında da etkili bir referans çerçevesi olarak benimsendi. Elbette, Darwin'in evrim teorisi ile toplumsal ve beşeri bilimler arasındaki ilişki sorunsuz bir ilişki değildi. Örneğin, Darwin'in evrim teorisine dayanarak ırkçılığı ve toplumsal eşitsizlikleri meşrulaştırmaya çalışan kimi girişimlere de tanık olundu. Bu tür yaklaşımlardan Darwin'in sorumlu tutulamayacağı açıktır. Darwin, doğa bilimcisi olarak çalışmalarını biyolojik evrimin dayandığı mekanizmaları açıklamakla sınırlı tutmuştur. Ancak teorisinin açıklama yeteneği, bütünsel bir model arayışı içindeki toplumsal ve beşeri bilimlere her zaman çok çekici görünmüştür. Evrimsel iktisat anlayışı da, iktisat biliminin me-kanistik kabullere dayanan yerleşik yorumunun yetersizliği karşısında iktisatçıların almaşık bir model arayışının ürünü olarak gündeme gelmiştir.
Bu kitap çalışması yerleşik iktisada eleştirel yaklaşan iktisatçıların, bu iktisat anlayışının kapitalist ekonominin merkez ülkelerinde 2008'de başlayan krizin ardından daha yüksek sesle tartışılmaya başlandığı bir dönemde, Darwin'in ortaya koyduğu bilimsel modele yaslanan evrimsel iktisadın yerleşik iktisada bir alternatif oluşturup oluşturmadığını tartışmaya açmak üzere bir araya gelmesinin ürünüdür.Hacettepe Üniversitesi İİBF İktisat Bölümünün çağrısıyla bir araya gelen biyolojiden iktisada, antropolojiden tarihe uzanan alanlarda çalışma yürüten bir dizi bilim insanı, 19-20 Kasım 2009 tarihinde "Darwin ve Evrimsel İktisat Sempozyumunda bir araya gelerek iki gün boyunca oldukça verimli tartışmalar gerçekleştirdi. Eldeki derleme, bu tartışmalar sonucunda olgunlaşan metinlerin bir bölümünü içeriyor.
Derlemenin ilk yazısı Türkiye'nin az sayıdaki evrimsel biyologlarından birisi olan Ergi Deniz Özsoy tarafından kaleme alındı. Özsoy, "Evrim, Darvvin ve Doğal Seçilim" başlıklı yazısında Darvvinci evrimsel biyolojinin temel mekanizmalarından birisi olan "doğal seçilim"in işleyişini ortaya koyuyor. Buradan hareketle bu mekanizmanın analoji yoluyla beşeri-sosyal bilimler alanında kullanılmasının imkanlarına ve sınırlarına işaret ediyor. Bu yazıyı izleyen "Darwin ve İktisat Düşüncesi Üzerine Çok Kısa Bir Not "ta A. Dinç Alada Darwin'in düşüncesinin iktisatla ilişkisine ışık tutmak ve bu ilişkinin mahiyetini belirlemek üzere Darwin'in sosyal bilim felsefesi ile ilişkisini irdeliyor.
Bu yazıyı Bahar Araz'ın "Evrimsel İktisadın Gelişimi" başlıklı yazısı izliyor. Araz, evrimsel iktisadın geçmişten günümüze nasıl bir gelişim izlediğini ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Bu çerçevede farklı evrimsel iktisat okullarının ontolojisine ve epistemolojisine odaklanan karşılaştırmalı bir çözümleme yapıyor. Bu yazıyı izleyen "Faiz Oranı, İktisadi Gelişme ve Evrimsel İktisat" başlıklı yazı ise İbrahim Tanyeri'ye ait. Tanyeri, yazısında, faiz oranının iktisadi gelişme ile evrimsel iktisadın en önemli bağımsız değişkenlerinden biri olduğunu savunuyor. Tanyeri'ye göre temel dinamiği kar olan kapitalist sistem, ayakta kalabilmek için yeniliklere başvurmak zorundadır. Bu çerçevede yenilikleri gerçekleştirmek için gerekli olan finansal sermayenin bedeli olan faiz oranı, yeniliklerin hangi hızla gerçekleştirileceğini belirleyen önemli bir değişken olarak sermaye birikimini, iktisadi gelişme hızını ve kâr oranını etkiler.
Metin Sarfati, "Adam Smith'in Ekonomi Politiği Darwin'i Etkilemiş midir?" başlıklı yazısında klasik politik ekonominin Thomas Hobbes, Thomas Robert Malthus'un kötümser vizyonuna dayalı okumasının Darwin düşüncesinin iktisadi düşüncede ya da daha genel olarak sosyal bilimlerde yanlış kullanımına yol açtığını savunuyor. Bu çerçevede klasik politik ekonomi ve Darwin ilişkisine dair Adam Smith'e dayalı farklı bir okuma öneriyor.
Bu yazıyı izleyen ""Sağdan git hep sağdan, kaldırımın sağından!" Evrimsel Oyun Teorisi ve Koordinasyon Konvansiyonları" başlıklı ilginç yazısında N. Emrah Aydınonat, evrimsel oyun teorisi modellerinin konvansiyonlar ve sosyal kurumlar hakkında düşünmek ve onların ortaya çıkışları ile ilgili senaryoları değerlendirmek için değerli bir çerçeve sunduğunu savunuyor.
Hüseyin Özel, "Evrim, İktisat ve Sosyal Teori: Aykırı Yol Arkadaşları?" başlığını taşıyan yazısında evrim düşüncesinin sosyal teori ve iktisatta kullanımını, üç farklı düzeyde ele alıyor. Ona göre sosyal teori ve iktisat, evrim düşüncesine başvururken eğretileme, varlık felsefesi ve nedensel mekanizma düzeyleri arasındaki farkları dikkate almak zorunda. Özel, bu düzeylerin birbirine karışmaması için başlangıçta evrim kavrayışının açıkça ortaya konulması zorunlu olduğunu vurguluyor.
Altuğ Yalçıntaş, "İktisat Doğa Bilimlerinin Mekke'si mi Oluyor? Toplumsal ve Doğa Bilimleri İlişkisi Üzerine Bir Atıf Analizi" başlığını taşıyan incelemesinde bibliometri adı verilen yeni bir araştırma yöntemini kullanarak son dönemde iktisat ve doğa bilimlerinin karşılıklı etkileşiminin mahiyetine odaklanıyor. Yalçıntaş, bulgularından hareketle son birkaç on yıldır, baştaiktisat olmak üzere sosyal bilimler ve doğa bilimleri arasındaki ilişkinin yönünün büyük ölçüde tersine döndüğünü ve artık sosyal bilimlerin de genel bilim literatürüne yöntem ve bulgularıyla katkılar yaptığını savunuyor.
"Veblen'in İktisadi Analizinde Sosyo-Ekonomik Evrim ve Darwinizm" başlıklı yazısında Gülenay Baş Dinar, değişim ve evrim halindeki iktisadi sistemi inceleyebilmek için neoklasik iktisadın ortaya koyduğu statik kavramsal çerçevenin dışına çıkılması gerektiğini, Thorstein Veblen'in neoklasik iktisadın bu statik doğasını reddetmesi ve iktisadı, iktisadi değişimi ve evrimi dikkate alacak bir şekilde kavraması nedeniyle neoklasik iktisada alternatif olarak görülebilecek bir yaklaşım ortaya koyduğunu savunuyor.
Derya Güler Aydın, "Schumpeter'in Evrimsel Yaklaşımı: Kendinden Düzenlenme ve İktisadi Gelişme" adını taşıyan yazısında Joseph Schumpeter'in evrimsel düşüncesine odaklanıyor. Ve Schumpeter'in evrimsel analizinin bir yandan çoklu ve karşılıklı nedenselliğin, diğer yandan da radikal yeniliklerin neden olduğu değişimin sonucu olan belirsizliğe vurgu yaptığını savunuyor. Aydın, Schumpeter'in iktisadi evriminin, sonucu önceden kestirilebilir bir süreçten çok, sonuçları öngörülemeyen dönüşümsel bir süreç olduğunun altını çiziyor.
İzleyen yazı Ercan Eren, Rüya Eser ve Hale Kırer tarafından kaleme alındı. "Kompleksite İktisadı ve Ekonofizik" konulu yazıda yazarlar geleneksel iktisat teorisi içerisinde karmaşık yapıların basite indirgenerek çözümlenmeye çalışılmasının yetersizliği karşısında artan sayıda bilim insanının kompleks ve düzensiz ekonomik olgularda kompleks sistem analizlerinin teorik ve analitik araçlarını kullanmaya başladığını vurguluyorlar. Bu çerçevede yazıda son dönemde gelişen ve özellikle "yeni" matematik, fizik ve biyolojiden faydalanan kompleksite iktisadının ve "yeni" fiziği iktisat alanında kullanan fizikçilerin öncülük ettiği ekonofiziğin temel özelliklerini ortaya koyuyorlar.
Elinizdeki derlemenin son yazısı ise Muammer Kaymak'ın "Klasik Politik Ekonomi, Tarih-sellik ve Mekanistik Yaklaşım" başlıklı yazısı. Kaymak, yazısında klasik politik ekonomi içindeki tartışmalardan hareketle yerleşik neoklasik iktisadın eleştirisinin epistemolojik düzeyde değil ontolojik düzeyde yapılması gerektiğini, bu çerçevede yerleşik iktisada yönelik evrimsel iktisat temelli eleştirinin, sağladığı perspektif zenginliğine karşın sınırlı bir etki doğurduğunu vurguluyor.