Bilişimsel Dilbilim konusunda, Hacettepe Üniversitesi Mezuniyet Sonrası Eğitim Fakültesine 36 yıl önce sunulmuş bu Doktora Tezinin yayınlanması, ağır iş yükü altında geçmiş bir mühendislik yaşamını onurlandıran ve insanın gönlünü sevinçle dolduran olağan dışı bir olaydır; bir mühendisin, bilişim toplumu ortaya çıkarken, Türkiye’de bilgisayar mühendisliği ve bilişim teknikbiliminin gelişmesine olduğu kadar, yeryüzündeki en matematiksel ve yapısal dil olan Türkçenin de bir bilimsel araştırma ve öğretim dili olarak gelişmesine adanmış yaşamında olağan dışı bir olay.
Türkçe, dünya insanlık kalıtının en canlı ve düzenli gelişen çağdaş dillerinden biridir. Bu dil, geniş bir coğrafyaya yayılan toprağı ve çağlar ötesinden gelen kolay öğrenilir, düzenli, matematiksel yapısal özellikleriyle kuşkusuz küreselleşme koşullarından sağ çıkacak ve uluslararası ortamlarda git gide daha çok kullanılacaktır.
Bu bakımdan yazar, tarihsel olarak herhangi bir bitişken dil üzerinde bilgisayarla gerçekleştirilmiş ve başarılı olmuş ilk çözümleme olarak bu çalışmanın Türk dili ya da dilbilim alanlarında olduğu gibi, bilgisayar mühendisliği ve/ya da bilişimin bir dalı olan bilişimsel dilbilim alanında çalışan öğrenciler ve bilim insanları için de değerli bir başvuru kitabı oluşturacağına inanmaktadır.
Türkçe sözcüğün biçimbilgisel yapısına karşı yazarın derin ilgisi, 30 Eylül 1964 ile 31 Mart 1965 arasındaki 6 aylık dönemde Yedek Subay Öğrenciyken, İstanbul’da, Kâğıthane İstihkâm Okulu bahçelerinin bulunduğu görkemli doğal çevrede, oyalanmak üzere Türkçe ekler ile bunların şaşırtıcı bitişme düzeneklerini incelemeye koyulduğunda ortaya çıkmıştır.
Yapı Yüksek Mühendisi-Mimar olmakla birlikte aynı zamanda bir Türkçe sever olan baba Enver Köksal’dan (1910-1985) gelen bu gizli ilgi, yazarın genç bir elektronik mühendisi olarak, yeni kurulan Hacettepe Üniversitesine (8 Temmuz 1967 günlü kuruluş yasası), geleceğin Bilgi İşlem Merkezini kurup yönetmek üzere Müdür konumunu benimseyerek 30 Eylül 1967’de katılmasıyla mahmuzlanmış oldu. Orada Dr. Bozkurt Güvenç’in önerisiyle 1968 de Dil ile Ekin” adlı 88 sayfalık bir inceleme hazırladı. Bu monografi, ileride (1980 ve 2003’te) aynı başlık altında yayınlanacak yapıtının çekirdeğini oluşturacaktı.
Bunu Hacettepe Üniversitesinin Eylül 1969’da Türkiye’nin en büyük ana bilgisayarı olarak işletime açılan tarihsel Burroughs-3500 bilgisayar dizgesinin ilk yıllarında adım adım tasarlayacağı, 1975’te sunup savana» ağı Doktora Tezi izledi. Yazar, Türkçenin çağları aşıp gelen, karmaşık olduğu ölçüde yalın katı kurallar içeren esnek, saydam yapısından büyülenecekti.
Tez metnini ve eklerini izleyen “İlgili İki Türkçe Makaie” oiarak (1) 1978’de Ankara’da toplanan TBD İkinci Ulusal Bilişim Kurultayına sunulduğu biçimiyle çalışmanın kısa bir betimlemesi ile, (2) Ankara’da 2004’te toplanan 18. Ulusal Dilbilim Kurultayına sunulan çağrılı açış konuşmasının Türkçe metinlerine de yer verilmiştir.
Tarihsel değerinin ötesinde, bu yapıt aşağıdaki amaçlar doğrultusunda kullanılabilir:
1. Türkçenin biçimbilgisi olgularını örnek olarak değerlendiren bir Bilişimsel Dilbilim metni olarak kullanılabilir. 2. Türkçenin biçimbilgisini incelemek için bir çalıştay metni olarak kullanılabilir. Okuyucu, Türkçe kök ve eklerin temel biçim ve ses özellikleri ile bunları ayırabilmeyi olanaklı kılan temek kuralları inceleyebilir: Tükçenin temel olguları olarak yazarın bu tezde tanımladığı En Büyük Tanıdık Uyuşum (EBTU) Algoritmasının yanı sıra herhangi bir Türkçe methin hemen her yerinde bulunan, gücü tartışılmaz Ses Uyum Kuralları ile öyle pek Sık görülmeyen ve Yazarın bir yan olay gibi tanımladığı “Gölgeleme Olayı” gibi temel biçim ve ses özellikleri. 3. Bilgisayar ortamında gerçekleştirilen modele göre çalışan yazılımla elde edilen özdevimli çözümleme sonuçlarını içeren çıktı listelerinin yanı sıra (Ek III) uygulanan tutarsızlık sınama kuralları, öğrencilere ve( bilim insanlarına, bir yandan bu tür algoritmik modellerin olanakları ile eksikliklerini görme olanağı verirken, öte yandan onların Türkçe biçimbilgisi dizgesinin davranışlarını daha derin bir biçimde anlayabilmeleri için, üzerinde çalışıp gözlem yapabilecekleri değerli gereçler de sağlamaktadır. 4. EBTU Algoritması, Gölgeleme Olayı gibi özelliklerin yanı sıra incelenen başka birçok özellik arasından burada yalnızca birini anmak istersek, örneğin “Türkçe eylem ve ad ekleri arasındaki ayrımın Türkçenin temel özelliklerinden biri olduğu” gibi bir dizi gözlem, bu çalışmaya, anadili olarak Türkçe konuşan birinin Türkçe sözcüğü anlamasını sağlayan davranışbilimsel yaklaşımın bilgisayar ortamındaki bir benzetimi niteliği kazandırmaktadır.
Dilbilim Doktora Programı o zaman İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü içinde düzenlendiği için özgün olarak İngilizce yazılan Tezin tam metni burada, üzerinde hiçbir değişiklik yapılmaksızın sunulmaktadır.
Tek bir sözcüğün eklendiği yerde bu, köşeli ayraç içinde gösterilmiştir: Pânini’nin Sanskrit Dilbilgisini tanımladığı 3.983 sutraya gönderme yapan “[yaklaşık] 4,000 tümce" örneğinde olduğu gibi. Behaviour, favourable, analysed örneklerinde olduğu gibi, özgün metinde kullanılan Britanya İngilizcesi de burada korunmuştur; Amerikan İngilizcesi şimdilerde daha sık kullanılanılıyor: behavior, favorable, analyzed. Özgün kitapta Ek Vl’da sunulan COBOL Program Listeleri bu yayımda verilmemiştir; COBOL dili bugün bütünüyle kullanım dışı kaldığı için bu listelerin öğrenciler ve bilim insanları için artık anlamlı olmayacağı göz önünde tutularak yapıtın oylumunun boşuna büyümemesi gözetilmiştir. Ek Biçimbirimler ile Kök Biçimbirimlerden oluşan gömü, sonuçların elde edilmesini için modelin çözümlemelere yansıyan adım adım davranışlarının izlenebilmesi bakımından Ek IV ve Ek V’te verilmiştir, özgün yapıtın estetik bir anısı olarak, burada, Türkçe eylem ve ad örüntüleri ve birkaç başka çizim, teksir edilerek çoğaltılmış özgün yayım için yazarın kendi eliyle ürettiği çizimlerin tıpkıbasımı olarak sunulmuştur.
Yazar, bu yapıtın Hacettepe Üniversitesi Yayınlan arasında yayımlanması doğrultusundaki destek ve girişimi için Hacettepe Üniversitesi Dil Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ülkü Çelik Şavk’a, bu konuda bildirdikleri olumlu görüşler için de Prof. Dr. Ersin Töreci ile Prof.
Dr. Nalan Büyükkantarcıoğlu’na şükranlarını sunar.