Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde faaliyet gösteren Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonunun 1987 yılında yayımladığı “Ortak Geleceğimiz” isimli Raporda literatüre kazandırılan ve kelime anlamıyla “çeşitlilik, üret kenlik ve gelişmenin devamlılığı sağlanırken, söz konusu daimi olabilme ye teneğini korumak” olarak tanımlanan "sürdürülebilirlik", günümüzde kamu yönetimi alanında da sıkça kullanılan bir kavramdır. Aşın nüfus artışı, çar pık kentleşme ve çevresel bozulma tehdidi altındaki dünyamızda hem mer kezi ve yerel kamu yönetimi kuruluşlarının hem de özel sektör ve sivil top lum kuruluşlarının kentleşme, kent yönetimi ve çevre yönetimi konularına sürdürülebilirlik perspektifinden bakmalarında büyük fayda vardır. “Sürdü rülebilir Kent ve Çevre Yönetimi" gibi hem yereli hem de tüm dünyayı ilgi lendiren bir konuya uzmanlar, yerel siyasetçiler/yöneticiler ve yerel halk ta rafından gösterilecek ilgi kentlerimizin daha iyiye gitmesi için önemli bir adım olacaktır.
Bu perspektifle, "Sürdürülebilir Kent ve Çevre Yönetimi" teması altında, Hacettepe Üniversİtesi’nin (Yerel Yönetimler Uygulama ve Araştırma Mer- kezi-HÜYAM) katkıları ve Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversİtesi’nin ev sahipliğinde 14-15 Ekim 2016 tarihlerinde Alanya’da gerçekleştirilen I.
KENTFOR (Kent ve Çevre Yönetimi Forumu), sürdürülebilir kent ve çev re yönetimi konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaşmak üzere akademis yenleri, bürokratları, yerel siyasetçileri ve yöneticileri, ilgili sivil toplum ku ruluşu temsilcilerini, konu üzerinde çalışmaları ve projeleri olan özel firma ların temsilcilerini bir araya getirmeyi amaçlamıştır. Forumun gündeminde, "Sürdürülebilir Kentleşme ve Kent Yönetimi, Sürdürülebilir Çevre ve Çev re Yönetimi, Kentsel Yönetişim, Kentsel ve Çevresel Sürdürülebilirlikte So run Alanları olarak Küresel Isınma ve İklim Değişikliği, Karbon Salının», Gürültü Kirliliği, Temiz Su Yönetimi, Afet Yönetimi" gibi sorunlar ile "öz gün Kent ve Kentsel Yaşam örnekleri" gibi hepimizin günlük yaşamını de rinden etkileyen konular yer almıştır. İşte, bu Forum'da sunulan ve tartışılan
bildirilerin bir bölümü (yazarların isteği ve editörlerin seçimiyle) bir kez daha hakem incelemesinden geçmiş; gerek Forum’daki tartışmalar ve ge rekse hakem önerileri doğrultusunda birer kitap bölümüne dönüştürülerek, Prof. Dr. Ruşen Keleş Hocamızın sunumuyla "Sürdürülebilir Kent ve Çevre Yönetimi Üzerine Yazılar I” kitabı halini almıştır.
Bu kitapta, Ruşen Keleş, "Sürdürülebilir Kent ve Çevre Yönetimi1' başlıklı yazısında, öncelikle sürdürülebilirlik ve yerel yönetimler arasındaki ilişkiye yönelik kavramsal bir analiz yapmış; devamında ise uluslararası ve ulus-üs- tü kuruluşların sürdürülebilir kent ve çevre yönetimine ilişkin oluşturduk ları kurumsal birikimi özetleyerek Türkiye’deki kent ve çevre yönetimi ala nındaki sürdürülebilirlik tartışmalarına yer vermiştir, İrfan özacit, Uğur Ömürgönülşen ve Uğur Sadİoğlu, "Yeni Büyükşehir Modelinin Kent Planlaması ve Kentsel Rant Bağlamlarında Değerlendirme si: Ankara Örneği” başlıklı yazılarında, belediyelerin en uygun ölçek büyük lüğünü sağlamak İçin 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir belediyelerini etki leyen düzenlemeleri, kent planlaması ve getirim (rant) bağlamında ele al maktadır. Bu bölümün amacı, bu etkilerin olası sonuçlarının ortaya konu labilmesi için bir çerçeve çizebilmek olarak belirlenmiştir. Literatür tara ması ve mevcut yasal düzenlemeler incelenip Ankara Büyükşehir Belediye si ve İlçe belediye meclis üyesi ve yöneticileriyle anket ve mülakatlarla ger çekleştirilen alan araştırması bulguları aktarılmıştın Bulgular ışığında ge nel bir değerlendirme sunulmuştur. Buna göre; kent planlaması ve kentsel dönüşüm anlamında Yeni Büyükşehir Modeli (YBM) olumlu sonuçlar do- ğurabilecektir.Ancak, YBM'nin kent planlaması ve İmar düzenlemeleri nok tasında olumsuz nitelik arz edici bazı uygulamaları da beraberinde getire bilmesi muhtemeldir. Bunlardan en önemlisi kentsel rantın büyükşeh itler de YBM ile artması durumudur. Aynı zamanda, bu kentsel rant kaygısı ta rımsal üretimin düşmesine de sebebiyet verebilecektir, tmar uygulamaları nın gerçekleştirilmesine ilişkin bir başka sorun da büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri arasında imar hususunda yaşanabilecek uyumsuzluklardır.
Son olarak, büyükşehir belediyelerinin İlçe belediyelerinin yapmış oldukları planları değiştirme yetkisinin olması kentsel ranta sebebiyet verebilecek kararların ilçe belediyesi yerine büyükşehir belediyesinden çıkması ile de sonuçlanabileceği hususu göz önüne alınmamıştır.
İlknur Gül ve Fulya Solmaz "Küresel Kentlerin Yönetiminde Kalkın ma Ajanslarının Rolü: İstanbul örneği” başlıklı yazılarında, küresel kentinözelliklerini literatürden yararlanarak sunmuşlar ve küresel kentin ekono mik, sosyal ve diğer bileşenlerini kalkınma ajanslarının nasıl etkilediğini İs tanbul örneğinde incelemişlerdir. Kalkınma ajanslarının yerel ve bölgesel kalkınma açısından önemi açıklandıktan sonra, İstanbul Kalkınma Ajansı örneğinde ve buradan hareketle Türkiye genelinde kalkınma ajanslarının et kilerinin belirli bir düzeyde kaldığı sonucuna ulaşılmıştır, özellikle İstanbul gibi küresel bir kentte kalkınma ajansının faaliyetlerinin çok sınırlı düzeyde görüldüğünün altı çizilmiştir.
İhsan Keleş ve Haşan Ege Söyüt, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Bu lunan Siyasi Partilerin Parti Programlarında ve Seçim Bildirgelerinde Küre sel Isınma ve İklim Değişikliğiyle Mücadele Politikaları" başlıklı yazıların da, Türkiye’de siyasi partilerin küresel ısınma ve iklim değişikliği konusun daki politikalarını analiz etmişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gru bu bulunan siyasi partilerin bu önemli çevre politikası alanında ne tur yakla şımlara ve politikalara sahip oldukları araştırmanın temel inceleme konusu olmuştur. Siyasi partilerin programlan ve yakın dönemdeki seçim bildirge leri incelenerek karşılaştırmalı bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışma sonucun da, siyasi partilerin küresel ısınma ve iklim değişikliği konularında ilgileri nin farklılık gösterdiği ve politika önerilerinin sorunlarla mücadelede yeter siz olduğu tespit edilmiştir.
Ercan Oktay, Sevcan Güleç Solak ve İpek Sürmeli, "Sürdürülebilir Çev re ve Kalkınma Ajanslarının Rolü: Mevtana Kalkınma Ajansı örneği" baş lıklı yazılarında, kalkınma ajanslarının çevresel sürdürülebilirlik konusunda bölgelerinde gerçekleştirdikleri ve programlarında gerçekleştirmeyi planla dıkları faaliyetleri Mevtana Kalkınma Ajansı örneği üzerinden incelemişler dir. Mevlana Kalkınma Ajansı'nın faaliyet raporları, proje ve proje duyurula rı, Kalkınma Bakanlığı raporları üzerinden içerik analizi ile elde edilen veri ler değerlendirilmiş ve Ajansın çevre politikaları bağlamında görülen çalış maları analiz edilmiştir. Bu çalışmanın bulgularına göre kalkınma ajansları sadece öne çıkan ekonomik gelişme yönü ile değil, çevre politikaları bağla mında da Önemli bir aktör olmaya adaydır. Kalkınma ajanslarının sürdürü lebilir bir çevre için roller üstlenebileceği ve diğer yerel-bölgesel aktörleri bu amaca yönlendirebileceği sonucuna varılmıştır.
Volkan Göçoğlu ve M. Kemal Öktem, "Yerel Yönetimlerde Sürdürülebilir Enerji Yönetimine Geçiş: Ankara örneğinde Bir Analiz” başlıklı yazıların da, yenilenebilir enerji konusunu yerel yönetimler açısından ele almış, yerel yönetimlerin yenilenebilir enerjiye geçiş eğilim ve potansiyellerini Ankara Örneği üzerinden analiz etmişlerdir. Çalışma kapsamında Ankara Büyükşe- hir Belediyesi hizmet alanında faaliyette bulunan büyükşehir belediyesi ve bazı ilçe belediyeleri üzerinden bir alan araştırması yürütülmüştür. Araştır manın bulgularına göre, belediyelerin çevre duyarlılıklarının yüksek olma sının yanında yenilenebilir enerjiye geçiş projeleri İçin yetersiz bütçeye sahip oldukları anlaşılmıştır. Diğer yandan, belediyelerin yenilenebilir enerjiye ge çişlerinde özellikle maliyet, yatırımın geri dönüşü, yeniliğin verimliliği, so nuçların şeffaflığı, sonuçların öngörülebilir olması, proje için personel adan- mışlığı, somutluk gibi faktörleri önemli buldukları tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, araştırma kapsamında öne çıkan faktörler yorumlanarak beledi yelerce geliştirilecek olan yenilenebilir enerjiye geçiş projelerine yönelik öne riler sunulmuştur.
Hülya Küçük, "Kent Konseyleri ve Yerel Yönetişim Üzerine Bir Değerlen dirme: Esenler Kent Konseyi örneği" başlıklı yazısında, Yerel Gündem 21 kapsamında önemli bir politika aktörü olarak gelişen kent konseylerini yerel yönetişim anlayışı çerçevesinde yerel demokrasiyi güçlendiren bir yönetim modeli olarak ele almıştır. Çalışma kapsamında, literatür taramasına bağ lı olarak kent konseyleri yerel demokrasiyle olan ilişkisi bağlamında incelen miş ve Türkiye deki gelişimi anlatılmıştır. Ayrıca Esenler Kent Konseyi Örne ğinde gerçekleştirilen alan araştırmasıyla, kent konseyinin aldığı kararlarda belediye ile olan etkileşimi, çalışma gruplarının yapısı, sivil toplum örgütle rinin, Özel sektörün ve halkın katılımı ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiş tir. Çalışmanın sonucunda, kent konseylerinin yerel demokrasi üzerindeki etkisi, halkın katılımı ve kent konseyinin aldığı kararlarla ilgili somut veriler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Buna göre, Esenler Kent Konseyi örneğinde yerel aktörlerin kent konseyinin çalışmalarına katılmaları memnuniyet ve rici düzeyde ve yerel demokrasiyi güçlendirici niteliktedir. Ancak, kent kon seyinin tüm yerel halkı kapsayan projeler geliştiremediği için zayıf yanları nın olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, kent konseyinin belediyeden bağımsız bir sivil kurum olarak gelişmesinin önündeki en önemli engel belediye yöne timine bağımlılık olarak görülmüştür. Kent konseyinin yönetiminde Beledi ye dışından bir başkanın olması daha demokratik kararların almması ve ka rarların yaptırımı açısından önemli görülmüştür.
Uğur Ömürgönülşen ve Ahu Sumbas Yavaşoğlu, "Bir Kat,hm Mekaniz- ması Olarak Kadın Meclislerinin Yasal Düzenlemeler Kaynaklı Sorunları" başlıklı yazılarında, yerel siyasetin aşağıdan yukarıya doğru demokratik bir yaklaşıma dayalı karar verme sürecine kadınları da dahil eden Önemli ve gerekli bir siyaset düzeyi olduğu tartışmasıyla, Türkiye’de Kent Konseyleri kapsamındaki Kadın Meclislerinin, Yerel Gündem 21 Programının bir sonu cu olarak kadınların yerel siyasete katılımını ve yerel düzeyde kadınları güç lendirme politikalarını arttırmak için oluşturulmuş bir platform oluşundan yola çıkarak, uygulamadaki aksaklığın nedenlerini, Kadın Meclislerinin yapı ve çalışma biçimini belirleyen düzenlemelerdeki eksikliklerde aramaktadır.
Çalışma kapsamında Kadın Meclislerinin karşılaştıkları yasal düzenleme ler kaynaklı sorunlara Ankara Kadın Meclisleri örneğinde değinilmektedir.
Kent konseylerinin Türkiye’de kadınların yerel karar alma süreçlerine katı lımını artırma potansiyelini yerine getirebilmesi için gerekli yasal düzenle me ve uygulamalar araştırma bulgularına göre analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucuna göre, Kent Konseyi ve Kadın Meclislerinin, siyasal bir kimliği olan belediye ve belediye başkanına maddi ve siyasal bağımlılığının, hukuksal dü zenlemelerle azaltılması öncelikli adım olarak görülmektedir.
Shirin Izadpanah, "Shaping a Child-Friendly City far a Sustainable Pü türe: A Review on Architectural Factors that Connect Children to the Built Environment of the City” (Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çocuk- Dostu Kenti Şekillendirmek: Çocukları Kentin Yapılandırılmış Çevresiyle Bağlantılandıran Mimari Faktörlerin Gözden Geçirilmesi) başlıklı yazısın da, çocukların kentteki binalarla düzenli olarak temasının çocukların aktif vatandaş olarak hakları olduğu ve kent plancı ve tasarımcıların çocukların İhtiyaçlarına öncelik vermesi gereğini vurgulamaktadır. Çocuk-dostu kent düşüncesi, yeni bakış açılarını biçimlendirmekte ve araştırmacıların bu ko nuyu öğrenme niyetini teşvik etmektedir. Çocuklar için kentin nitelikleri ni geliştirme çalışmalarına karşın; birçok ülkede çocuklar planlama ve ta sarım sürecinde görünmez olmaktadır. Bu çalışma, ilgili araştırma ve proje leri incelemekte, sınıflandırmakta, kent plancı ve tasarımcılara, kentin inşa edilen çevresiyle çocukların etkileşim ve bağlantısının kalitesini artırmada yardımcı olacak başlıca faktörleri analiz etmektedir. Binaların yüksekliğinin, mimari yapılara çocuk erişiminin, yapıların yeşil alanlarla bütünleşmesinin, oyun ortamının yaratılmasının, çocuk-dostu mekânsal kalıpların, mimarla rın çocuklar ve yapılar arasındaki bağları geliştirmelerine yardım edebilece ğini ortaya koymaktadır. Böylelikle, çocuk-dostu kentlerin kalitesi de gelişe bilir sonucuna yer verilmektedir. Nıhan Saldıraner, "Havalimanlarında Karbon Şahmının Azaltılması: Antalya örneği” başlıklı yazısında, havalimanlarında karbon saliminin azal tılması uygulamalarını sürdürülebilirlik yönetimi açısından incelemiş ve bu konudaki uygulamaların kent bazında yaygınlaştırılmasına yönelik Öneri ler geliştirmeye çalışmıştır. Çalışmada, Antalya Havalimanı örneği üzerin den bir alan araştırması yapılmış ve yöntem olarak da havalimanı yönetici leriyle birebir görüşmeler ve doğrudan bilgi temini esas alınmıştır, Antal ya Havalimanı’nın karbon şahmının azaltılması uygulamaları açısından en İyi örneklerden biri olduğu vurgulanmış ve buradaki uygulamaların Antal ya kenti bağlamında yaygınlaştırılmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur.
Duran Bülbül, “Türkiye’de Afet Yönetiminde Yerel Yönetimlerin Rolü nün Evrimi” başlıklı yazısında, yerel halkın ihtiyaçlarını, sorunlarını ve alın ması gereken önlemleri en sağlıklı biçimde tespit edip en hızlı şekilde uygu lamaya koyabilecek olan yönetsel birimlerin yerel yönetimler olacağı düşün cesinden hareketle, yerel yönetimlerin afet yönetimi gibi önemli bir konuda daha fazla yetkilendirilmesi sürecini konu edinmiştir. Çalışmada literatür analizi ve mevzuat incelemesi yapılarak yerel yönetimlerin yetki ve görevleri afet yönetim döngüsünün hem afet öncesi hem de afet sonrası safhaları için incelenmiştir, özellikle 2009 ve 2015'de değişen afet yönetimi mevzuatında yerel yönetimlerin artan yetki ve görevlerine değinilmiştir. Bu bağlamda, afet yönetiminde benimsenen anlayış çerçevesinde yerel yönetimlere aktif görevler verilmesi olumlu ve gerekli bir gelişme olarak görülmüştür. Ancak, özellikle yapılacak olan yatırımlann/harcamaların yüklenmeye girişilmesi nin öncesinde ve sonrasında yerel yönetimlerin sıkı biçimde denetlenmesi ihtiyacına işaret edilmiştir. Sonuç olarak, yerel yönetimlerin okullarda ve iş yerlerinde eğitimler ve tatbikatlar düzenlemesinin ve afet sonrası için civar İlçe ve illerden acil müdahale ekiplerinin hazır bulundurulmasında merkez le koordinasyon halinde olmasının önemine yer verilmiştir.
Ömer Faruk Bilbay ve Zehra Kurt, “Kentsel Su Sorunları ve Sürdürüle bilir Su Yönetimine Yönelik Yaklaşımlar" başlıklı yazılarında, dünya nüfusu artış hızı ve yoğunluğunun kentsel alanlarda olduğu vurgusuyla, su kaynak larının su ihtiyacını karşılayamaması sorunsalını değerlendirmektedir. Ça lışmada, küresel ısınma, tatlı su kaynaklarının azalması, evsel ve endüstri yel kaynaklı atıklarla su kaynaklarının kirletilmesi, kayıp ve kaçak oranının artması, su israfı, altyapı eksikliğinden kaynaklı sorunlara değinilmektedir.
Bunun yanı sıra, yağmur nedeniyle taşkınlar ile yazm kent merkezinde su
kaynaklarının kuruma noktasına gelmesi gibi kamu sağlığını doğrudan et kileyen sonuçlarına dikkat çekilmektedir. Bir taraftan içme-kullanma amaç lı tatlı su kaynaklarının azalması, diğer taraftan su kaynaklarının bilinçsiz tüketimi ve kirletilmesi, su kaynaklarını korumayı ve gelecek kuşakların da su kaynaklarından aynı miktar ve kalitede yararlanmasını amaçlayan sürdü rülebilir su yönetimi zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Çalışmada, kent sel alanlarda yaşanan su sorunları ve bu sorunların çözümüne yönelik po litikalar sürdürülebilirlik ilkesi kapsamında İncelenmektedir. Sorunlara ne den olan faktörler üzerinde durulup, sürdürülebilir su yönetim politikaları nın dünyada ve Türkiye’deki uygulamaları karşılaştırılarak, su yönetiminin etkinlik düzeyi üzerine değerlendirilmelerde bulunulmaktadır.
Eser Ergönül, “Yerel Yönetimlerin Kişisel Su Tasarrufundaki önemi: Di kili Belediyesi Örneği” başlıklı yazısında, dünyada kullanılabilir tatlı su kay nakları rezervinin çok sınırlı olması tespitinden hareketle, kişisel su tasar rufunun su sorunu karşısında önemli bir politika aracı olabileceğini konu edinmektedir. Türkiye’de su hizmetleri ağırlıklı olarak kamu sektörü tara fından ve Özellikle belediye yönetimlerince sunulmaktadır. Özellikle Türki ye’deki toplam nüfus ve coğrafya açısından düşünüldüğünde, su yönetimi konusunda 30 büyükşehir belediyesi en önemli aktörler olarak görülmekte dir. Zira 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu su hizmetini büyükşehir belediyelerinin temel görevi arasında saymıştır. Bu çalışmada, İzmir Büyük şehir Belediyesi sınırları içerisinde olan Dikili Belediyesi örneğinde, yeni bü yükşehir modeli öncesinde belediye yönetiminin girişimiyle uygulanan kişi sel su tasarrufu politikası örnek olay olarak incelenmiştir. Bu örneğin ortaya koyduğu başarının ayrıntıları alan araştırması bulgularına dayalı olarak su nulmuş ve gelecekte karşılaşılması muhtemel olan su krizi karşısında diğer belediyelerin yapabilecekleri uygulamalar için öneriler getirilmiştir.
İrem Ece Akpınar, “Sürdürülebilir Kalkınmanın Şehirlere Etkisi Trakya’da Bir İnci: Sakin Şehir Vize” başlıklı yazısında, günümüzde kent ve çevre üzerinde ortaya çıkan ve küreselleşen olumsuz etkilere karşı İtalya’da gelişen Sakin Şehir (Cİttaslow) hareketi konu edinilmiş ve Türkiye’deki sa kin şehirlerden birisi olan Vize örneği incelenmiştir, Türkiye’de Sakin Şehir hareketi 2009’dan beri hızlı bir şekilde yaygınlaşmakta ve küreselleşen çevre sorunları karşısında alternatif bir şehir ve yaşam modeli olarak kendini gös termektedir. Sakin şehirler, yaşanılabilir bir kentte en önemli konuların ba şında gelen sürdürülebilirlik konusunu merkezine almaktadır. Bu çalışmada, Trakya’nın ilk sakin şehri olan Vize İlçesi’nin sakin şehir olma süreci ve sa hip olduğu yeterlilikler incelendikten sonra, ilçenin sürdürülebilir bir kent modeli olup olamayacağı alan araştırmasından elde edilen bulgularla analiz .edilmiştir. Çalışmanın bulguları sakin şehir olmanın bir kente neler kattığı nı ve kentteki aktörlerin bu konudaki duyarlılıklarının ve gelecek için bek lentilerinin neler olduğunu göstermektedir. Buradan hareketle, Türkiye’de sayıları artan sakin şehirlerin sürdürülebilir kalkınma ve kent modeli olabil mesine yönelik tespitler yapılmıştır.
Uğur Sadioğlu ve İbrahim Eseroğlu, “Kentsel Dönüşümde Kültürel Biri kimin Sürekliliği, Kimliğin Muhafazası ve Aidiyetin Geliştirilmesi: Konya- Bedesten Örneği" başlıklı yazılarında, kentsel dönüşüm olgusunun koruma, yenileme, sağlıklaştırma ve yeniden canlandırma gibi araçlarla, mekândaki kültürel, mimari birikim ve toplumsal örüntüyü sürdürülebilir kılma işlevi ni vurgulamaktadır. Kentsel dönüşüm çalışmalarının, olumlu-olumsuz so nuçlarına dikkat çekip Konya-Bedesten Dönüşümü örneği üzerinden, fizik sel yenileme, ekonomik mekânı canlandırma, kültürel birikimin sürekliliği ni sağlama, kimliğin korunması ve aidiyet geliştirme gibi amaçları gerçekleş tirmede kamu programı değerlendirmesi yapılmıştır. Bu çerçevede, Mevlâna Kültür Vadisi Projesi’nde, bu büyük Ölçekli ticari işlev taşıyan dokunun dö nüşümü, mekânın kullanımı ve yeni bir anlam kazanması sonuçlarının ana liz edilmesi için, alan araştırması yapılmış ve yerel aktörlerin değerlendir meleri alınarak örnek olay incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda, Konya-Be desten kentsel dönüşüm örneğinde kültürel birikimin sürekliliğine katkı su nulabileceği, yerel kimlik muhafazası noktasında bir hassasiyet kaygısı güdüldüğü, ancak geleceğe dönük bir kimlik ya da aidiyet geliştirme hususun da sorun olduğu gösterilmektedir.
Yukarıda özetlenen onbeş bölümü kapsayarak, Hacettepe Üniversitesi Ye rel Yönetimler Uygulama ve Araştırma Merkezinin (HÜYAM) bir akade mik faaliyeti olarak hazırlanan ve Hacettepe Üniversitesi tarafından yayımlanan bu kitabın kent ve çevre yönetimi yazınına katkıda bulunması ümit edilmektedir.