Prof..Dr. Orhan TÜRKDOĞAN hayatını milletimiz, devletimiz ve vatanımız için değerli hizmetler vererek yaşamış, eğitim-öğretim faaliyetleriyle, verdiği konferans ve bildirileriyle, yazdığı kitap ve makaleleriyle Türk gençlerinin önüne nesiller boyu faydalanabilecekleri bir fikir hazinesi sunmuştur. Uzun yıllar Erzurum Atatürk Üniversitesi nde öğretim üyesi ve idareci olarak görev yaptıktan sonra, Bolu İzzet Baysal Üniversitesi ve Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü İşletme Fakültesinde mesleki çalışmalarını sürdürmüştür; emekliye ayrıldıktan sonra da aynı hızla çalışmalarını sürdürmektedir.
Orhan Türkdoğan Hoca yaklaşık 60 yıllık meslekî hayatında çok sayıda eser vermiştir. Tekrar basılanları çıkarırsak Türk sosyo-kültür yapısı, Türkiye'nin meseleleri, Türk düşünce tarihi üzerine yayınlanmış 60'ın üzerinde temel kitabı bulunmaktadır. Sadece Vakfımızın dergilerindeki yayınlarına baktığımızda, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisinde 70 ve Türk Dünyası Tarih ve Kültür Dergisinde 110 olmak üzere yaklaşık 200 makalesi bulunmaktadır. Türkiye'de fikir, düşünce ve kültür hayatının gelişmesi, Türk toplumunun sosyo-kültürel meselelerinin çözümlenmesi ve sosyokültürel bütünleşmesi amacıyla yayın çalışmalarına devam etmektedir. Bugün Türkiye'deki üniversitelerde görev yapan çok sayıda öğretim üyesinin jürilerinde bulunarak yetişmelerinde emek vermiştir.
Türkdoğan Hoca, Türk milletinin sosyal bünyesini, vatanın her karış toprağını, dağ-tepe, uzak-yakın, tehlikeli-tehlikesiz demeden, santim santim dolaşarak araştırmış, yayınladığı eserleriyle ortaya koymuştur. Kendisi ilme o derece aşık bir ilim adamı ki, bu aşk uğruna gençlerimizin çekmeyi hayal bile edemeyecekleri derecede çile çekmeye razı olmuş; hiç yılmadan, bıkmadan, usanmadan, o çileyi yaşayarak ilmi faaliyetlerini sürdürmüştür; halen de sürdürmektedir. Bu şevk ve aşkla verdiği eserlerle Türk milletine, Türk gençlerine, Türk istikbaline yol ve yön göstermektedir.
Orhan Türkdoğan Hocamızı, gençlerimize örnek bir abide şahsiyet olarak gösterirken, onun yukarda ifadeye çalıştığımız ilmi hayatı ve milliduygularının gereği olarak yaptıklarının yanında, aile hayatının bir ahlak ve fazilet abidesi olarak tarihine geçeceğini unutmamak gerekmektedir. Yetiştirdiği kızı ve oğlu kendisini örnek alan öğrencileri kadar milli fedakarlık ve fazilet sahibi, bu ülkenin aşığı ve fedakar hizmetkârı olan evladımızdır. Ayrıca Türkdoğan Hocamız, beden ve ruhunu hiç kötüye kullanmamış; dinimizin, örf ve adetlerimizin ve milli menfaatlerimizin gereklerine harfiyen uyarak yaşamıştır.